Herşey anlamını yitirmiş gibiydi..Bakışlarım donuklaşmış,duygularım buzul çağını yaşamaya başlamıştı. Evren ile aramıza kara kedi girmişti. Hiç umulmadık cümle aralarında,virgül sonlarında kelimelerim soluk soluğa varoluş nedenlerini arıyorlardı.
Satırların araları gitgide daralıyor artık gözlerim harfleri seçemez hale geliyordu ki ..
Bir soru işareti imdadıma yetişti ! Hep suçlarlar soru işaretlerini , çıkmazlara götürür düşüncelerimizi diye ..
Oysa avuçlarımın içindeki yeşil kokan defterimin açık sayfasında bu gece tüm labirent halime çare bir o çıkagelmişti.
İçten bir gülümsemeyle kalemimin ucuna yerleşti ve beni yazmaya devam etmeme ikna etti.
İçimin hallerini, aklımın süzgecinden geçirmeye vaktim kalmadan, olduğu gibi kağıda dökmeye başladım.
Önce, 'Dur!' dedi. 'Bende gizli manalarda hayatın bir soru işareti eşiğinde ise şanslısın.Karamsarlığa lüzum yok. Şanslısın. Çünkü, sorgulamaya değer gördüğün yaşam belirtilerin var.' dedi.
Evet , kafa karışıklığımı sorulara çevirdiğimde karşımda tek ayak hizada dizilen uzunca bir cümleler kuyruğu oluşuyordu. Sonunu getiremediğim. Hep birer kelimesi eksik , tamamlanamayan.
Farkettim ki cümleler soruya dönüşünce , sesteki tonlamaları bile farklı şekilleniyor.Cevabını aradığın herşey bir 'an'da gizli ve gözlerinin ucunda biraz havada asılı kalır gibi..
Hep birine muhtaç! Bu kendin bile olsan hep bir çaresizlik duygusu kaplar, cevap arayışlarında insanı ya .. Öyle birşey işte.
Sonra mürekkeple baştan aşağı yıkanan sayfayı yırtıp bir kutunun içine hapsediyorum.Kutuyu da başucu komidinimin üst çekmecisinin en karanlık köşesine .Yorgun düşen vücudumu bahar çiçekli yatağımın üzerine seriyorum ve gecemin rüyasına doğru yolculuğa çıkıyorum.
Yolculuğumda , bana cevabını aradığım sorularımın görselleştirilmiş kareleri eşlik ediyor.Tüm merak ettiklerim kendilerine birer renk seçmiş hayat tablomda, kendi köşelerini arar gibiler ...
Derken kendimle karşılaşıyorum.Gülümseyerek beni yanına çekiyor ve bir anda dört yanımı saran hayat tablomun içinde birlikte yol almaya başlıyoruz.İlerledikçe anlıyorum.Her zerresi ayrı özenle çizilmiş. Her rengin, her şeklin benzersiz ayrı bir varoluş sebebi var gibi..Yakınlaştıkça keşfediyorum aslında uzaktan algılayamadığın tüm karmaşanın tek tek ayrı birer anlamı olduğunu ve her karışmışlığın zamanı geldiğinde çözülüp bir anda kendi zerresinde yerini aldığını ...
Aklımdan süzülen bir yağmur damlasının canıma düşmesiyle başlamış arayış serüvenim. Mürekkep damlalarıyla birleşip bir defter yaprağı üzerinde yer bulşmuşlar sonra.Ve aslında evren çoktan tüm sırt dönüklüğümüze rağmen, beni tüm enerjisi ile bana inat sarmalamaya başlamış o yandan bu ana kadar meğer .. Hem de cömertce resmederek tüm yaşanmışlıkları hayat tablomda bu gece .. Şimdi anlıyorum , neden şanslı olduğumu soru işaretinin dediği gibi.
Yüzüme uysal bir kabulleniş mimiği yerleşiyor, alacakaranlık zamanlara doğru böylece.
Sabah uyandığımda , belki sorularım yine odamdaki boş duvarda asılı kalacaklar ,zamanı geldiğinde cevaplarıyla karşılaşmayı beklercesine..Hangi sorunun işaretinin sonu orada biter bilmeden.Ama ben onları sordukça, zamanı geldiğinde karşıma çıkaracak hayat tüm cevapları..
Biliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder