3 Eylül 2012 Pazartesi

Köşe Yazıları - 2 "I generation / I people"


(Metinde kullanılan yeni karşılaşacağınız birtakım kavram ve tanımlar herhangi bir kaynaktan alıntı olmayıp tamamen hayal ürünü olarak üretilmiştir. Yabancı sözcük ve cümlelerin ‘Türkçe’mize verdiği hasardan dolayı özür dileriz.)

 
Bazen yatağıma uzandığımda başım dönüyor ..

İnsan dinlenme halinden hızla bir aksiyon haline geçtiğinde vücuttaki kan dolaşımının bu aksiyona ayak uyduramaması halinde yaşanır ya aslında baş dönmeleri .. Sanırım bu durağan halde hem de en dingin halimde yaşadığım dönmelerin tek sebebi , dünya düzenindeki değişim ve hız.

Zaman daha hızlı akıyor , ilişkiler daha hızlı , hayatlar daha hızlı haliyle dünyanın hızı da artmış gibi.. Çok fazla tüketiyor ve çok az üretiyoruz. Şu ‘an’da yaşamak , ‘hayata yerleşmek’ kavramı dillere dolanalı bazen düşünüyorum hayatın tadına varmak için mi an’a odaklanmaya çalışıyoruz yoksa o an’ı sözüm ona benzersiz kılabilmek için mi bu kadar düşüncesizce, kısa vadeli tüketme sendromu, damarlarımıza yayılan !

Sosyologlar daha iyi bilir. Dünya dönüştükçe , jenerasyonlar da dönüşüyor. Jenerasyon X ,Y ,Z derken ki hala Z süregelirgen tahminim insanlık yeni bir jenerasyonun eşiğinde !

İ – Jenerasyonu ( ing. i generation)

“As the evolution of i-technology is becoming more spread upon the world like a digital addiction , it also makes an evolution of the generations .

As a conclusion ; “We are all becoming i-people !””

İ-teknoloji gelişiminin dijital bağımlılık yaratan bir hastalık gibi günümüz dünyasına hızla yayılması , insanlığın da evrimleşmesine neden oluyor. Aslında herşey paranın hükmettiği kapitalist dünyada yaratılan manipulasyon etkisi. Halk diliyle sürüye dahil olma psikolojisi. Herkesin zengin ve herkesin ünlü olmak istediği günümüzde bu yaklaşımın işlememesi düşünülemez. İnsanlığı yönlendiren “forward thinking / ileri görüşlü” beyinler bizim bu “an”dan bir on yıl sonra neye ihtiyaç duyacağımızı planlamış durumda !

Hepimiz , sisteme yenik ve bizim için öngörülen hayat biçimlerini yaşıyoruz. Bunu idrak edememekse yaşadığımız hıza yenik düşmüş hayatlar içinde kaybolmuş olmamız.. İşin en ilginç tarafı da bu yaratılan suni dünyada yer alan bedenlerimizi, oradan uzak kaldığında geç kalmışlık duygusunun sarması. Bir gün düşünün ki sosyal medyadan uzak yaşadığınız ertesi gün dijital dünyaya bağlandığınızda telaşla en son kaldığınız andan o ana dek olup bitenleri takip etmeye, yetişmeye çalışırken bulmuyor musunuz kendinizi ? .. İşte Matrix felsefesine yeni bir bakış açısı , gerçeklik üzerine düşünmenin yeni vakti !

Gerçek hayat , yaşadığınız üç boyutlu dünya halimi yoksa henüz 3D gözlüklerinizle dahil olabildiğiniz dijital dünya mı? Peki , hangisinde gerçekten mutlusunuz ?

 Sisteme dahil olmak mı , sistemden çıkmak mı? Yoksa sisteme yenik düşmek mi ? İnsanlığın sonunu getirecek ..

“ ? ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder