(Metinde kullanılan yabancı sözcüklerin, 'Türkçe'mize verdiği
hasardan dolayı özür dileriz.)
Psikologsanız eğer bir öneri , hastanızla görüşmeye yüz yüze
başlamadan önce bir sanal ortam analiz raporu çıkarmanız son derece etkili
olabilir. Birkaç mecrada, mevcut kişiyi takip etmeye başladığınızda ilgi alanları
, arkadaşlık tarzları , kendini ifade ediş biçimi , giyim kuşam, müzik
zevki, hayata bakış açısı ve yaşam tarzı hakkında çokça fikir edinebiliyorsunuz.
Derken , analiz sonucu çıkan ilk izlenim olumluysa bu
diyaloğa bir de twitter ve instagram takipleri ekleniyor. Artık her şey gözler
önünde! Nerelere gidiliyor ? Nasıl yaşanıyor ? İlgi alanları , bu gece , bugün
kiminle? Nerede? Nasıl? .. Derken dijital etkileşim büyükse facebook mesaj veya
mail adresinden ulaşılıp, telefonlar alınıyor ve ilişki boyut atlıyor.
Sıradaki ortam, whatsapp mesaj servisi! Bu aşama artık aslında tüm süreç dahilinde hiçbir zaman kategorize edilemeyen ilişkinin bir üst seviyeye taşınma durumu. Orası net!
Blik blik yanınızda bitiyor sevgili.. Çok heyecan verici! Artık
güne birlikte uyanıp gece blik blik sesleri arasında telefonunuza sarılıp
birlikte uyuyakalabilirsiniz. Ne kadar romantik ! Ha hem de mesajı gönderdiniz
mi? Hemen gördü mü ? Okudu mu? Ona göre cevap yazdı mı , yazmadı mı? Herşey
apacık ortada .. Fazla güvenilir ve şeffaf bir ilişki kıvamına eriştik bile !
Yazıyla her şey mümkün mü? diyeceksiniz , telaşlanmayın.
Whatsapp mesaj servisi ona da köklü bir çözüm önerisi getirmiş. Bin bir türlü
yüz/ifade ikonları , sevgi gösterilerini , hediyeleri hatta tek taş teklifinizi bile
görsel imajlar sayesinde karşı tarafa iletebiliyorsunuz. Öyle ki gerçek hayatta
yüz yüze o kadar jest ve mimik ile kendinizi ifade edebilmeniz için oskarlık
oyuncu falan olmanız gerek. Teknoloji , insanlık için çalışıyor. Gülümseyin J
Bu iletişim ağına son dönemlerde bir de ‘linkedin’ eklendi. Daha
profesyonel bir duruş! Henüz oradan iş bulan biriyle tanışmadım ama kurulan
bağlantılar , iş hayatı odaklı olduğu için niyete bağlı evliliğe dönüşme
olasılığı ciddiyet bakımından daha yüksek kategoride değerlendiriliyor.
İşin en ilginç tarafı bu dijital aşk üçgeni sadece sanal ortamda tanışan insanlar için değil aynı zamanda günlük hayatta da yeni tanışan bireyler için geçerli bir metod.
Facebook profiline yüklenen check-in lerle ben işte böyle bir hayat yaşıyorum duruşları , twitter üzerinden yapılan serenadlar ve felsefik göndermeler ve dahası .. Ha tabii bu ilişkilerdeki romantizm ve gösteriş kadar kızgınlıklar ve kavgaları da gerekli ortam ve mercilerde yayınlanan yazılarda karşı tarafa inceden inceye iletebiliyorsunuz. Ama yine de değinmeden edemeyeceğim, içlerinde en romantiklerini tweeter hesabından 'o kendini bilir' edasıyla yayınlanan günün şarkıları ve instagramdan eş zamanlı gönderilen günbatımı fotograflarında bulmak mümkün ..
Peki neden bile bile tüm bu saçmalığın içinde yaşıyoruz?
Neden mi? Çok açık !
Günümüzde artık insanlar ; gerek hızlı yaşam gerek aradaki fiziksel mesafelerden dolayı yüz yüze birbirlerini tanıyıp hayatı birlikte deneyimlemeye ne vakit ayırabiliyorlar ne de bunun için enerjileri var. Hayatı , işte o facebook sayfalarında yansıtıldığı gibi tozpembe ve bolluk içinde yaşamak için hepimiz sınırsız çalışmak, kazanmak ve mutlu olmak için tüketmek zorunluluğu hissiyatındayız.
İşin ironik kısmı o ki ;
dünya ne kadar dijitalize olursa olsun insanın özünde var olan sevgi
arayışı / sevme ve sevilme içgüdüsü yok edilemiyor. Bu nedenle belki de modern
hayat insanlığı ve ilişkileri robotize yaşamaya mahkum ediyor !
İnsan , özünde duygusal bir varlık. Teknolojiye esir olsa da çoğu yaşam izi bir yerlerden yakalıyor benliği ..
Derken işte o gün geliyor. Ayrılık vakti ! …
Nasıl olucak? Endişelenmeye gerek yok! Önce facebook’tan bloke et sonra tweeter’dan unfollow. Instagrama gelince çok dert değil ! “Biraz merak ederim ya da bir şans daha veririm.” Diyorsan, kalsın J
Ve bugün Pazar , deniz kıyısındayım. Lanet olsun milyon
paralık beach club’ın interneti
çalışmıyor !
"Aşk tatil gününde.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder