bir doğum içinde bir ölüm barındırır.
adlandırdığımız her kavramın içinde bir karşıtlığı barındırdığı gibi..
bazen en mutlu an diye addettiğin bir zaman aralığında öyle bir ses kulaklarında çınlar ki bir anda tüm hislerin nötrlenir.
işte, o nötr hallerinde bazen insan kendini havada boşlukta asılı kalmış gibi hisseder. yelkovan durmuş , kelimeler harfsizlikten susmuş , kirpik mesafeleri daralmış, gözlerde ruh kayıpları. bir kuşluk vakti köşene oturmuş kendini boş bir duvarı seyrederken bulursun. bu eylemi gerçekleştirdiğini idrak ettiğinde zihin duvarların, elinin altından kayan bir yıldız misali kalbin, yine de herşeye rağmen atmaya devam ediyordur.
işte aslında bir kalp atış mesafesindedir hayatın, atar da durduramazsın ya .. en büyük umudun ,tek bir kalp atışıdır ya bazen insanı zoraki an'a bağlayan..
ve en büyük haz , tüm evrenin içinde yeraldığın o yitik anda kendini yeniden bulmaktır ya ..
o nötrlük halinin yerini bıraktığı, yeni tanıştığın bir his olarak içinde yer edinen tüm "yokluk" duygusuna rağmen
varlığının ilizyonu seni bir sonraki sabaha sahne almak için sürükler ..
doğum ve ölümün gölgesinde .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder