bir şehri sevmek ayrı
ve bir şehri aşıkken sevmek ayrı ..
aynı şehre bir sabah uyanıp
sis inmiş odada önce
yer taşlarının rengini farketmek
ilk kez ayak basar gibi ..
ve terliğinin tekinin kaybolmasını umursamadan
yalınayak eşikleri aşmak ..
sonra gözleri şiş yüzüne oturmuş manasız bir şaşkınlıkla selamlaşmak
bir banyo aynasında ..
ve iki kişilik gülümsemek kendi kendine sabahın bir kör vakti ..
suya dokunan ellerinden burnuna süzülen sevgili kokusunu içine çekmek sonra
ve silinmesinler diye teninde kalan izlerini suya değdirmemek ..
kendini aynadan sakınmak
yerini zamandan
bedenini hasret kalmaktan ..
bir şehre onca sabahtan sonra bir sabah çoğul uyanmak !
ilk kez bir güne uyanır gibi
ilk kez görür ,
ilk kez kokusunu alır gibi karşılamak hayatı ..
diyorum ya ;
bir şehri sevmek ayrı ,
bir şehri aşıkken sevmek ayrı !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder