"Yaratma Savaşı" adında bir kitap okuyorum bu ara.Aslında okuduğum birçok kitaptan biri ,eş zamanlı.Bazen insanın üzerine bir açlık çöküyor , size de olur mu bilmem? Devamlı her şeyin tadına bakmak ister gibi hayatta.. Hiç durmadan.. Son yıllarda ileri seviyeye ulaşmış “Aşırı tüketim” rahatsızlığının psikolojik bir yansıması mı bu , bünyenin üzerine karabasan gibi çöken ? Her ne kadar uzak durmaya çalışsa da insanı zayıf noktasından yakalayıp , içine çeken birer kara delikle dolu gibi sokaklar ,her köşe başında karşınıza çıkan çoğu zaman ismini bile okumakta zorlandığınız kelimelerle dolu, görsel hafızalarımıza kazınan..
“Sende ne varsa,Hayata onu Ver” bu kitabın mottosu! Oysa kaç zaman oldu,vermeyi unutalı ,almaktan öte! Bu açlık nasıl diner ? Belki de şehirselliğe sıkıştıkça bedenlerimiz , bizden günbegün uzaklaşan doğanın laneti bu !
Sonra bir sergide buluyorum kendimi ,plansız. Konu “Power of Making” – "Yaratmanın Gücü!" Bu bir tesadüf olmamalı , Tanrı birşeyler anlatmaya çalışıyor! Serginin içeriği ve ana teması, her insanın içinde bir yaratma gücü olduğu ve isterse/odaklanırsa/derinine inerse mutlaka kendinden öte birşeyler ortaya koyabileceğine dair bir dayatma. Özellikle de şunu belirtiyor ; "Herkes isterse her şeyi başarabilir.Belki farklı derecelerde ama bu mümkün!"
Daha geniş bir çerçevede son bir yılda gözüme çarpanları , aklıma düşenleri biraraya getirip değerlendirirsem bir çıkış yolu bulabileceğimi düşünüyorum.
Bir bakalım ;
- Dünya’da trend firmalarının diline dolanan yeni bir akım var “Slow Down Life” – Hayatı Yavaşlat!
- İngiltere’de geçen Temmuz ayında bu fikir üzerinden bir festival bile düzenlendi..
- Simgesi ; "Salyangoz" – Birkaç ay önce İstanbul’da şehir sokaklarını süsleyen pembe salyangozları anımsadınız sanırsam ..
- Günlük hayatın sıradanlığının , sanatlaştırıldığı birçok eser ve etkileri bu akımın birer habercisi gibi..
- Hatta , Pazarlama Adamları bunu kitap haline dökmüş bile ! Babylon Ayayorgi Kitap mağazasında geçen Ağustos ayında karşılaştım…
Yapboz’un parçalarını birleştirdiğimde – karşıma yeni bir tablo çıkıyor !
Beynimde resmettiğim tablo şöyle ;
Avrupa’da zaten bir süredir başlayan “Az ama Kaliteli” Tüketim Anlayışı , birçok tüketim eğilimini kısa vadede olmasa da değiştirecek gibi. Artık insanlar , "Yığın Tüketim" ’den ve bir sezonluk kısa ömürlü/düşük kaliteli ürünler satın almaktan yoruldu. Daha uzun ömürlü/zamansız ve kimlikli ürünler satın almayı tercih etmeye başlıyorlar.Hiçbir zaman tam anlamıyla olmasa da - geçmişe , arındırılmış günlük hayatlara bir özlem ve geri dönüş var. El işçiliği/emeği daha çok değer kazanıyor ve para ediyor.
Görünen o ki ; İnsanlar , kendi iç dünyalarına dönüp yeniden yaratma güçlerini keşfedecek gibi..
Bu tüm farkındalıklarımın beynimde oluşturduğu tabloyu bitirmeden önce beni son derece etkileyen bir alana daha değinmek istiyorum ; Sinema !
Yine son zamanlarda ilgimi çeken , kendimce keşfettiğim - belki adı belli ama benim henüz bilmediğim! - yeni bir film akımı , bu gidişatın görsel yansıması gibi..Zamansızlığın vurgulandığı , görsel/bilgisayar efektlerinden uzak ama bilimkurgu değeri taşıyan senaryoların daha içsel,insana ait yorumları ..
Tabii , paranın yönettiği bu dünyada tüm bu parallelliklerin süslü paketlerle sunulduğu yeni tüketim ürünleri bulunmaz mı? Bu akımı da binbir tilkiyle pazarlama stratejisine dönüştüren cin fikirli insan beyinleri ortaya çıkmaz mi? Orasını hep birlikte izleyerek göreceğiz…
Meraklısına –
Kitap : Yaratma Savaşı , Steven Pressfield / Enerjik Yaratıcılık , Mary Beth Maziarz (Bu konuda birçok farklı çeşitleme de mevcut ..)
Sergi : Londra,V&A müzesi , "Power of Making"
Festival : http://www.slowdownlondon.co.uk/2010/earl%e2%80%99s-court-festival-2010-slow-movement-event-25th-july/
Sinema: "Never Let me go" by Mark Romanek / "Perfect Sense" by David Mackenzie
( Babylon , Kitap mağazasında karşıma çıkan kitabın ismini ne yazık ki hatırlamıyorum .. Ama “Slow Down Life” üzerinden araştırma yapabilirsiniz .. )