19 Ağustos 2011 Cuma

tRy waLkinG in My sHoeS , If yOu ?




insan bir kez doğar derler , YaLaN !
insan ,her aldanışta ölür 
insan , her terkedişte ölür
insan , her sonda acır/ölür ve her kendini yeniden keşfedişinde yeniden doğar ! 

her yeniden doğuş , yeniden çocuk olmak gibi gelir hayat bana
yeniden dünyaya gözlerini açmak ve yeniden yürümeye çabalamak gibi..
böyle zamanlarda çokça denerim ben , başka ayaklar gibi hissetmeyi hayatı/kaldırım taşlarını
ve onların ayakkabıları ile güne başlamayı ..

anlamaya çalışmak için kendimi ve diğer hayatları !

-------------------------------------------------------------------------

ama şu an içinde bulunduğum ayakkabı çok farklı süperfonik birşey , her sabah giyiyorum akşamında ya büyük geliyor ya küçük , kimi günler yollar katediyorum o kadar rahat tam benimmiş gibi.. kimi günler eve geri ulaştığımda bir bakıyorum ki ayaklarım yaralı ..acıyorum!
bir sonraki sabaha iyileşiyor kızarıklarım ve yeniden giyiyorum , 
ta  ki hissettiğim o an gelene dek deneyeceğim ..
ama bir sabah uyandığımda eskimis olacaklar eğer cok çabalarsam/zorlarsam , biliyorum.
arada bir soluk aldırıp , sadece kendiminkilerle yola çıkmam gerek , kendim gibi !

sahi ya ?
ben denerken onları gün be gün , başkaları hiç istemez mi mesela en sevdiğim platform topuklu yeşil ayakkabılarımla belki  , yürümeyi birkaç adım ? hissedebilmek için beni de , benim gibi? 
:) , işte bu gülümseme ,
altında bir ton cümle saklı ..

11 Ağustos 2011 Perşembe

Zaman içinde ..



sen ne kadar aşksızlıktan bahsetsen de ben bir o kadar aşkla yaşıyorum.
sen ne kadar siyahsan geceleri ben bir o kadar beyazım yanında , an gelip 'gün doğumu müjdecisi' gibi ..
tekillik ne kadar sana özgüyse , o tekilliğin içinde aradığın diğer parçaların var senin de benim gibi biliyorum.

sen sen ve ben benken birlikte hem ayrı hem değilken ,
aslında içten içe bir arayış içindeyiz ikimiz de !
anın içinde yaşayan , kısa hafızalı büyümemiş ama hep mutlu çocuklar gibi ..
heyecanla oyuncaklarini biriktiren 
ya da bir tepeden döne döne yuvarlanarak aşağı inen
şuursuz bir topaç gibi ..


tepeden yuvarlandığımda buldum seni,
gökyüzünün ışığı vurmuştu yüzüne baktım
ve tenin renkten renge bürünmüştü karşımda ,
gözlerinde beni anladığını gördüm ve aşksız adama aşık oldum o an!
deneysel bir proje gibi ,
önce mantıksızlaştım , saçmaladım , düşünmeden hep konuştum , sustum yine konuştum
ve kelimelerimin altında kaldım
neyseki yüreğim büyük geldi ezilmedim ..

sonra ; zaman içinde .. senden uzakta ,
her renginden bir parça aldım bilinçaltı kutuma ve şimdi öyle devam ediyorum yoluma..



karşıma bir orman çıkıyor sonra
seni geride bırakırken emin olmak için bir daha dönüp bakıyorum sana
orada öylece duruyorsun ,

endişelenecek birşey yok..

ormana girmem gerek şimdi yalnız ve
keşfetmem gerek ..


senin renklerin yanımda ,
biliyorum , hepsinin bir anlamı var yarınlarda ..

sonra ormanı aştığımda , 
hayat bana başka birşey sunacakmış , kimse söylemedi
ama ben biliyorum ..

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Free YouR LoVe !

LeT it Be !


çok enteresan duygular içindeyim...
bir aşık oldum bir yürek , bir vazgeçmekten korkmayan cesur bir yürek ; aynı yürek içinde var olabilir mi ?

bireyselliğim mi tuttu bu aralar ?
hiçbir korkum yok . Arınmışım gibi korkulardan , insanlardan ..

belki de çok fazla düşünüyorum..
en iyisi , olmasına izin vermek - Hayat'ın!

!


hayat ne kadar ilginç - derinsel!
keşfedilenleriyle karışık bağlar insanlar arasında kurulan - asıl şans bana göre...

işte biz de bu yüzeysel dünyanın altında , derinlerde oynayan küçük kız çocuklarıyız hiç büyümek istemeyen! hep böyle kalalım ,hep çakıl taşlarımızı paylasalım , en büyük kumdan kaleler bizimkisi olsun !

gözlerimiz yarınlardan , deniz kokusu burnumuzdan eksik olmasın!

16:58


pardon ! birine mi benzettiniz oysa ki adı “dün” 'dü o benzettiğiniz !

yarın sizi birine benzetirsem belki ben de, o zaman bir şans daha doğar belki bizim için – ya da hep “dün” de kalır.. yarını olmayan kadına denk geldiniz siz fark edemeden bugün.
üzgünüm sizin için .. her "AşK" için olduğu gibi eros'un aslında sonunu bile bile sapladiği okların acı anına denk geldiniz , üzgünüm geç geldiniz..

Ve müzik devam eder ..


… anlamadığım bir dili konuşan sesler var etrafımda ve kokusunu tanımadığım bir odadayım şu an gözlerimi kapasam sen kapamasam yine sen varsın. 
bir de henüz hayatıma girmediğin zamanlar içindeyim oysa çoktan hazır yüreğim, bir tek silüetin çok net değil! Bir de sayılı günümüz belli değil..

 deli miyim ? neyim ? – zamandan geçip giden biriyim, yüzyıllardır kurulu bu düzende belki kendimce abarttığım hayatım ve içimdeki yoğunluk - ?

Ve şimdi resim yapmak istiyorum ..

"AşK"

9 Ağustos 2011 Salı

rıhtım'a doğru ..

Dün beni karşılamaya giderken rıhtımda  ..
Üçüncü bir kişi gibi izledim seni , telaşlı adımlarla  yürüyordun.
Kulaklarında çınlayan müzik eşlik ediyordu , Kadıköy kaldırımlarında yol alan bedenine ..
Az biraz daha izledim sonra seni aradim.
Baktın ve açtın.
O arayan ben gibi , ben seni izlerken ben değilmişim gibi ..

Ve hoşuma gitti ..

Hayatına yön vermek o anda , bana ulaşmak için gidiyor olman yolda !

Gülümsedim ..

o mevsim ve ben

Her bahara doğru gönlümün kelebekleri çıkar kozalarından , yayılır içimde bir yerlere ..
Bazı baharlar ayrılık sonraları genelde, yalancı mevsim gibi gelir , bir sonraki bahara erteler ani içgüdüsel travmalarım.
Bazı baharlarda da sanki hiç baharı yaşamamış gibi heyecan duyar kalbim .. 

İşte şimdi de öyle bir bahardayım ,

Yine yeni bir bahardan geçecek ömrüm , merakla kimler geçecek hayatımdan bu bahar, kimler kalacak? Kalacak mi? Gidecek mi? Benimle bir , yine yeni baharda hayatımdan geçenler çapraşık sorularla birlikte cevapsız!
Sade yaşıyorlar benimle , karşıladığım bu yeni baharı ömrümde..


Sonra yine yaz gelecek ki ben baharla yazı ayırtedemem birkaç derece farkından öte , sanki ikisi birbirinin devamı gibi hep birmis gibi ..
Sıralı ömrümün ardısıra gelen sonu denizle biten ..


Ve sonra o sonbahar , her yaz sonu son olmasını ümit ettiğim,
Gece rüzgarlarını saçlarımda hissettiğim , içimi ürperten alacakaranlık!


Ve hiç sonu gelmezmiş gibi hissettiren yalnızlık,
Hangi şehre gitsen aynı , peşini bırakmayan ..
İçine gömer gibi , öldürür gibi seni. Belki de yeniden doğurmak için bir sonraki bahara, kimbilir?


Kış çocuğuyum oysa ama kışları hala üşütür beni.
Sıcak bir dokunuş arar göğsüm üşür.
Yatağım soğuk , sabahlar soğuk...


Bir tek beyaz beni mutlu eder kışları , o da uğramaz oldu son birkaç zamandır.
Çünkü beyaz da kaybolurum ben , alacakaranlıkta bıraktığım yalnızlığım, hep bir sonraki baharda yeniden doğmak ve sonu denizle biten mevsimle buluşmak için ...



" ? "

insanları tanıdıkça onlara yaklaştıkça zaaflarını görmek,
kişiliklerinin derinliklerinde kalmış karanlık yanlarını keşfetmek ..
ve karşılaştıkların karşısında kendilerini mutsuz etmelerine tanıklık etmek , 
bu gerçeklik sonrasında onlara yardım etmek mi ya da görmezden gelmek mi?
hangisi doğru olan "?"

What " if " ?

'' Hayat bir illüzyon mu? ''
Bizler de yapay yansımalarıyız öyleyse ruhların ..
Kabuklarımız ; vücutlarımız, ruhu sarmalayan. 
Ve gerçek aradığımız gözümüzün göremedikleri ,
içgüdüsel deneyimlemeye çalıştıklarımız asıl gerçekliğimiz belki..
Yoksa her sabah nasıl aynı hissedemez ki insan hayatı algılama biçimini ?
Nasıl birgünden birgüne farkeder gerçek olsa eğer çünkü gerçeklik "tek" değil midir? - ya gerçek ya değildir!

Peki ya dünya?  
Bu illüzyounun oyun alanı mı? 
Ve herkes oyunda , kendi kurallarını seçme konusunda özgür !
Ve / Fakat 'game over' nefesinde skorunu kimse bilmiyor ..

YoL

.. Geçiyoruz hayatın içinden usulca
Bir iz bırakma derdi kiminin yüreğine işleyen
Kimi oralı değil yürüyor sade!
Bir an geliyor duruyor  , duruyoruz
Göğe yükselen bakışlar yorgun
Ama yine de bakıyor bakıyorlar , maviliğin içine inadına
Ya da farkında bile değiller renklerin varlığının henüz ne acı
Tekdüzeliğin girdabına katılmış gövdeler savruluyor
Peşi sıra insanlar
Sokaklarda
Hayat akıp giderken hayatla akıp giden ..