(Metinde kullanılan yeni karşılaşacağınız birtakım kavram ve
tanımlar herhangi bir kaynaktan alıntı olmayıp tamamen hayal ürünü olarak
üretilmiştir. Yabancı sözcük ve cümlelerin ‘Türkçe’mize verdiği hasardan dolayı
özür dileriz.)
İnsan dinlenme halinden hızla bir aksiyon haline geçtiğinde
vücuttaki kan dolaşımının bu aksiyona ayak uyduramaması halinde yaşanır ya aslında
baş dönmeleri .. Sanırım bu durağan halde hem de en dingin halimde yaşadığım dönmelerin
tek sebebi , dünya düzenindeki değişim ve hız.
Zaman daha hızlı akıyor , ilişkiler daha hızlı , hayatlar
daha hızlı haliyle dünyanın hızı da artmış gibi.. Çok fazla tüketiyor ve çok az
üretiyoruz. Şu ‘an’da yaşamak , ‘hayata yerleşmek’ kavramı dillere dolanalı bazen
düşünüyorum hayatın tadına varmak için mi an’a odaklanmaya çalışıyoruz yoksa o
an’ı sözüm ona benzersiz kılabilmek için mi bu kadar düşüncesizce, kısa vadeli
tüketme sendromu, damarlarımıza yayılan !
Sosyologlar daha iyi bilir. Dünya dönüştükçe , jenerasyonlar
da dönüşüyor. Jenerasyon X ,Y ,Z derken ki hala Z süregelirgen tahminim
insanlık yeni bir jenerasyonun eşiğinde !
İ – Jenerasyonu ( ing. i generation)
“As the evolution of i-technology is becoming more spread
upon the world like a digital addiction , it also makes an evolution of the
generations .
As a conclusion ; “We are all becoming i-people !””
İ-teknoloji gelişiminin dijital bağımlılık yaratan bir
hastalık gibi günümüz dünyasına hızla yayılması , insanlığın da evrimleşmesine
neden oluyor. Aslında herşey paranın hükmettiği kapitalist dünyada yaratılan
manipulasyon etkisi. Halk diliyle sürüye dahil olma psikolojisi. Herkesin zengin
ve herkesin ünlü olmak istediği günümüzde bu yaklaşımın işlememesi düşünülemez.
İnsanlığı yönlendiren “forward thinking / ileri görüşlü” beyinler bizim bu
“an”dan bir on yıl sonra neye ihtiyaç duyacağımızı planlamış durumda !
Hepimiz , sisteme yenik ve bizim için öngörülen hayat
biçimlerini yaşıyoruz. Bunu idrak edememekse yaşadığımız hıza yenik düşmüş
hayatlar içinde kaybolmuş olmamız.. İşin en ilginç tarafı da bu yaratılan suni
dünyada yer alan bedenlerimizi, oradan uzak kaldığında geç kalmışlık duygusunun
sarması. Bir gün düşünün ki sosyal medyadan uzak yaşadığınız ertesi gün dijital
dünyaya bağlandığınızda telaşla en son kaldığınız andan o ana dek olup
bitenleri takip etmeye, yetişmeye çalışırken bulmuyor musunuz kendinizi ? .. İşte
Matrix felsefesine yeni bir bakış açısı , gerçeklik üzerine düşünmenin yeni
vakti !
Gerçek hayat , yaşadığınız üç boyutlu dünya halimi yoksa
henüz 3D gözlüklerinizle dahil olabildiğiniz dijital dünya mı? Peki ,
hangisinde gerçekten mutlusunuz ?
“ ? ”