6 Aralık 2011 Salı

kahin

yaşlı bir adam tanıdım.
neden o yaşında karşıma çıktı bunca vakitten sonra bilmem. görünen o ki ; sadece kendi başına geldiğini sandığı oysa her insan gibi sıradan sorunsallarıyla hayatın  geçmişti , onun da ömrü ..yüzüne yansıyan her çizgi bir yaşanmışlığa aitti , net. ama tüm o çizgilerin ardında aslında doğum anı kadar pürüzsüz bir cilt yatıyordu . gözlerinde görüyordum .ellerimi uzatıp , bir anda hayatın çökmüşlüğünü yüzünden sıyırıp atmak istiyordum. adam, tüm yaşam enerjisine rağmen bana karşı koyuyordu bakışlarıyla. 
 
"bırak, hayat bu elbet bitecek" der gibi. "bırak, aksın .."

ölüm , yaklaşmıştı adam için. bunu hissedebiliyorum. ölüm de aslında birçok an gibi insanın karar vermesiyle bağlantılı , istemli bir son gibiydi benim gözümde. hani çok hayalleriniz olur ya hayatta hep peşinden koşarsınız , bir bir gerçekleşmelerine tanıklık edersiniz ve zaman gelir sıranın sonunda bir anda yüzünüze çarpan bir kapıyla irkilirsiniz.
 
kapıda şöyle yazar ; "son" oysa yazının ardında şu gizlidir "ve yeni bir başlangıç" .

kimilerine göre o vakit hiç gelmez , hep erkendir hep beklenmedik.
kimileri önemsemez , kaybolur gider hayatın içinde .
kimileri , çoğu an'da gizli mucizelerin farkında yaşar ve bu his te beklenmedik değildir onlar için . 

düşünceler , düşünceler ardında gizli yaratılan enerjiler , enerjilerin hayata yansımaları , zaman içinde şekil bulmaları ve bir bedene ait yaşamı oluşturmaları .

işte tüm bunların farkında bir yaşam sürmüştü adam. şimdi hazırdı her türlü sona. hayat , ona cömert olmuştu çoğuna kıyasla . o da her başına geleni göğüslemeyi bilmişti sonuna kadar. hakkını vermişti hayatın . ama insandı , yaşamın izlerinin yüzüne vurması doğaldı . her oluşan izle birlikte , daha da kök salmıştı hayata. kökleri , toprağın içinde yer buldukça  sağlamlaşmıştı duruşu. şimdi , topraktaki yerini yeni ruhlara bırakma ve herbir parçasını toplayıp gitme vakti gelmişti.

derken , zihnimdeki düşünceler sustu. adam konuşmaya başladı .
düşüncelerimi yanımdaki tahta taburenin üzerine bıraktım . adamı dinlemeye başladım .

adam sordu ; " kimsin sen? "

evet  ,bu bir anda yanıtlanması zor bir soruydu. bir an şaşkınlıkla karışık kala kalmıştım. aslında hiç tereddütsüz düşünmeden cevaplamam gerekirdi. birçok cevabı olabilirdi bu sorunun. nasıl kendimi anlatmak istedigime bağlı . ama ikimizde biliyorduk her alternatifin altında yatan tek gerçek olduğunu.
 
derin bir nefes aldım önce ve içtenlikle cevapladım ;" kendimim "

adam gülümsedi , cevabım hoşuna gitmişti belli. bir adım daha yaklaştığını hissettim yüreklerimizin.
 
" Çok mu önemlisin ? " diye sordu bu kez.

yine afalladım , çok mu egosu yüksek bir cevap vermiştim. neydi adamı bu ikinci soruya yönelten sebep ? sakinliğimi koruyarak ;" en çok herkes kadar. " dedim. tutarlı cevaplarım , adamı çözmeye başlamıştı. sonra üçüncü soru geldi.
 
" peki , ne olmak istiyorsun? "

işte bu soruya sayısız cevap verebilirdim. o kadar çok yapmak istediğim , o kadar çok tatmak istediğim şey vardı ki hayatta.. hangi birinden başlarsam başlayım diğerleri hep kötü hissedecekti kendilerini. listem uzadıkça arka sıralara düşenler. o nedenle,cevabım yine kisa oldu.
 
"yine kendim. "

adam, ellerini uzattı . elimi tuttu. işte dedi ; bu eller senin hayat ödülün! ne olursa olsun hayatta, sana verilen bu ödül sayesinde kendin olma şansın olacak. onlara iyi bak.yıllar geçtikçe , serpilecek önce kendine yer edinmeye çalışacaksın hayatta . sonra bir an gelecek, kök salmak isteyeceksin. köklerin toprağın içinde yer edindikçe , hayat bambaşka keyiflere bürünecek gözünde. asla , keyiflerin esiri olma. her an , yel alıp savurabilirmiş gibi yaşa. ama kim gitse hayatından geri döndüğünde seni aynı yerde sen gibi bulacakmış kadar emin ve güvenli.
korkulara yer verme hayatında , onlar gövdeni kemiren tahta kuruları gibidir. seni öldürmezler ama umutlarını kemirirler . engel olmaya çalışırlar yaşamana ..


" şimdi git ve hayatına sahip çık." dedi ve sustu.

bir kahin gibi hayatımda ansızın beliren yaşlı adam yine bir anda uzaklaştı  benden . gözden kaybolurken bedeni , çabaladığım düşünselliklerimin gerçekliğini bana kanıtlamak ister gibiydi her cümlesinin altında gizli ..


3 Aralık 2011 Cumartesi

KingDoM of ImperiaLisM


Günaydın Güneşli Cumartesi,

Üzgünüm..
Yine zamansız uyandırılıp, seni yok sayıp, hayatımı ; bana birkaç adet kağıt parçası ile bağışlayan sahibimin buyurduğu üzere yaşamaya gidiyorum..
Yani aslında seni yine istemeyerek görmezden geliyorum.

Her ne kadar günümü aydınlatsan da soğuğunda üşümemek için ayakkabılarıma, karanlığında ürkmemek için beni içine alacak sıcak bir eve ve aslında seninle ayrı düşen yollarımızı birgün birleştirmek ümidiyle korumam gereken sağlıklı bir bedene ihiyacim var.
Ve tüm bunlar için insanlığın yüzyıllar önce herbirimiz için biçtiği değere ! 

Biliyorum , esaretim uzun sürmeyecek. Ömrüm böyle geçemez hissediyorum. 
Bir çıkış yolu bulacak kalbim ve seninle yine zamansız vakitlerde buluşacağız, diliyorum..
Güneşin yetecek sade bedenimi ısıtmaya ve yalınayak koşacağım ışıdığın yollarında , hiçbirşeye ihtiyacım olmayacak görüyorum! 
Bedenimi saran enerjinle doyacak ruhum.Yalnız senle devam edeceğim yoluma biliyorum.

Ve şimdi bu krallıktan kaçmama az kala bitiriyorum ..
Bekle beni ,geliyorum.